Bir beni sevmek mi zor geldi sana;
Sen ki* kaç yangından çıkmış yaralı bir yürek* ne acılar görmüş gözlerin kaç kere ağlamış sebepsiz kuytularda.
bir bana ağlamak mı zor geldi sana.
İsyanlar ki ; yüreğinin kişiliği asi senin bir benim için mi karşı çıkamadın hayata. Korkmazdın hiç bir şeyden korkaklığı kendine yakıştırmazdın da bir beni sevmekten mi korktu yüreğin.
Neydi beni sende sevilmez yapan. Seni koşulsuz sevişim mi* utanmadan saklamadan gözlerine baka baka seni seviyorum diyebilmem mi?
Vazgeçemediğim için mi senden bu olmayışlar hiçe sayışlar. "Nasıl olsa" mı benli cümlelerinin başı hep. Sensiz olamadığımı bilmen mi benden kaçışın hep yanında olduğumu bilmen mi. Neden bu gidişin benden ben hep beklediğim için mi?
Bir anlamı var mı beni sevmeyişinin. Ellere gitmek isteyişin neden?Neden benden kaçışın bir ben mi ağır geldim sana. Bir benim sevgimi taşımak mı zor geldi sana.
Her şey zorda kolay mı beni öldürmek göz göre göre sevdiğim. Hiç mi acımayacak yüreğin hiç mi ağlamayacak güzel gözlerin. Kolay mı atmak beni sensizliğin ateşine? Kolay mı hiçe saymak uğruna harcanan emekleri. Hiçe saymak o sihirli dakikaları.
Kolay mı yıkmak yüreğimdeki mabedini. Senin için atan bu kalbi ellerinle parçalamak kolay mı. Söyle benim olmayanım beni sevmek zorda ellerin olmak kolay mı...
Benim olmayan sevdiğime...
:::....ayrılığın düğünü bu gece ...:::












Kal deme dedi.
Hiç bir şey diyemedim.
Kelimeler yardımıma koşmadılar.
Koşsalar dahi ağzımdan çıkacak en anlamlı söz
ne olabilirdi ki ?
Evet susmalıydım.
Zaten canlı bir cesedi andıran duruşum,
rüzgarın da etkisiyle kıstığım gözlerimden akan yaşlar,
başımı eğmemek adına kendimle yaptığım mücadele,
her zaman özenle taradığım saçlarımı
rüzgarın insafsız bir şekilde savurmasına izin verişim
tüm çaresizliğimi açıklıyordu.
Bu yüzden sessizlik benim adıma yalvarıyordu O 'na
Kal diye………….
Ellerimi yalvarırcasına son kez kaldırdım arkasından,
tüm gücümü toplamıştım "Kal" demek için.
Ama diyemedim, son kez onu dinledim ve dediğini yaptım.
Kal Demedim………………

YASAKLIM
Yazmadıklarım,yazamadıklarım ve yazmamam gerekenler,sana sunduklarımın yanında öylesine hiç kalır ki şaşarsın....içerlerden yığın yığın,öbek öbek gelen bir çığ gibi dışarı çıkmak için saldıran duygular,düşünceler nasılda tıkanır kalır boğazımda....sanki dilim müebbet suskunluğa mahkum ve temyizi yok bu mahkemenin.....ellerim,ellerim birbirlerine bile yabancı sanki....gözlerimde yasak bakışların vicdani çığlıkları...yüreğimde sanki herşey boşalmışda birtek sen kalmışsın gibi bir hasret fırtınası...yangınların ortasında çıkışsız,susuz kalmış bedenim....ve ruhum..ruhum koskoca bir adada terkedilmiş bir çocuk gibi ürkek,bir çocuk gibi korku dolu ve bir çocuk gibi çaresiz...
yasaklımsın,haramımsın,ulaşılmaz hayalimsin sen.... korkularımın,yalnızlığımın,suskunluğumun,küskünlüğümün harmanısın sen....
"senin" mutluluğundan başka bir amaç,başka bir beklenti yok bu buruk yürekte...
sendeki sen sendedir,bendeki ben nerde kimbilir;ben,bendeki beni zaten es geçmişim....
ne dünümdeydin,ne bugünümde,senli yarınlar hayalin ta kendisi,ben benli yarınlardan geçmişim....
Yazarı saklı
yasaklım
Bilmediğim kokukunu çekiyor çiğerim
dokunmadığım ellerine hasret bu el
yetmiyor hayalin___________
Her geçen gün bir ızdırap yürekte
temeli yanlış atılmış harabe ömür
mahur gözlerinde kaybolmak varken
kadehimde vurgun yiyor bu kalb
kurşunsuz seninle___________
Gel/
haykırışlar yankı oldu dört bir yanımda
Bundandır
isyanım
kahroluşum...
Bu kadere, alın yazıma
seninle olmak varken sensizliğe_______
Allah kahretsin...
Doldur meyhaneci bir kadeh daha
kaybolup gitmek istiyorum kaybolmuş yıllarıma...



..............




